Ethereum yine gündemde. Üstelik bu kez, geleceğiyle ilgili kaygılar ciddi ciddi konuşuluyor. Ölçeklenme planları bir süredir tartışılıyordu ama artık işler biraz daha ciddiye binmiş gibi görünüyor.
Feist’in Büyük Planı
Ethereum Vakfı’ndan Dankrad Feist, ağın işlem kapasitesini arttırmak için radikal bir değişiklik önerdi. EIP-7938 isimli bu öneriyle, blok başına düşen işlem miktarını artırmak ve bunu dört yıl içinde tam 100 katına çıkarmak hedefleniyor. Az buz bir büyüme değil.
Feist’a göre bu tür bir adım zorunlu. Aksi takdirde Ethereum önemini yitirebilir. Görünüşe göre, bu sadece teknik bir mesele değil; projenin uzun vadeli varlığını da ilgilendiriyor. Bu da dikkat çekiyor tabii.
Rakipler Yaklaşıyor
Ethereum bir süredir kripto dünyasının kalbinde. Ama Layer-2 çözümleri (yani işlem yoğunluğunu azaltmak için geliştirilen ikinci katman sistemler) hızla yayılıyor. Feist da tam bu noktaya işaret ediyor: “Eğer büyük çaplı ölçeklendirme planları hayata geçmezse, Ethereum sahnenin dışına itilebilir” diyor. Ve haksız sayılmaz aslında.
Yani her şey yerinde durmuyor. Kripto evreni hareketli, hızlı ve acımasız. Bir gün lider olan, ertesi gün geride kalabiliyor.
Yalnız Değil
Feist’in bu endişesi sektörde yalnızca onunla sınırlı değil. Başka önemli isimler de Ethereum’un tehlikeli bir dönemece girdiğini düşünüyor. Hatta bazı yorumcular, Ethereum’un gidişatını geçmişteki Myspace ya da Blackberry ile kıyaslıyorlar. Bir zamanlar zirvedeydi onlar da… Şimdi neredeler?
Daha bile sert eleştiriler var. Bir uzman, Layer-2 projelerinin Ethereum’un temelini adeta “kemiren parazitler” gibi çalıştığını iddia ediyor. Biraz ağır belki ama demek ki endişe seviyesi oldukça yüksek.
Peki, Değerlerinden Ödün Vermeden Nasıl Büyüyecek?
Feist bu noktada biraz umutlu. Ona göre Ethereum bu büyümeyi, temel ilkelerinden sapmadan yapabilir. Güvenlik, sansüre karşı direnç ve doğrulanabilirlik… Bunlar Ethereum’un özü. Ve bu değerler korunmalı, çünkü ağın kimliği bu temeller üzerine kurulu.
Ancak teori pratikte her zaman bu kadar kolay işlemiyor. Zaten tartışmalar da tam bu denge üzerinden dönüyor.